Gerd Leonhard’a göre; “bağlantının yeni oksijen, cep telefonlarımızın da yeni su olduğu; sınırsız bağlantı ve bilişim gücünün yeni normalimiz haline geldiği bir dönemdeyiz.”
Yapay zeka birçok işi insan gücüne oranla çok daha verimli hatta daha az maliyetli bir şekilde yapıyor.
Teknolojik dönüşümler, “sadece iş dünyasını değil, toplumun ana hatlarını da yeniden tanımlıyor; doğayı dönüştürüyor”, yani etki gerçekten hayatımızın her alanında…
Leonard, kitabında bilimkurgu yazarı William Gibson’ın “teknolojiler biz onları uygulayana dek ahlaken tarafsızdır” sözünü de sıkça paylaşıyor. “Teknolojilerin ne yazık ki etiği yok, ama insanlık etiğe muhtaç ve etiği olmayan bir toplum da felakete sürüklenir…”
Leonhard’a göre, “insanlar ve teknoloji giderek örtüşüyor, kesişiyor ve hatta birbirine yakınsıyor…” Normalde, bir araç olarak bize yardım etmek için var olması gereken teknoloji, sürekli beklentilerin artması ile bir araçtan amaca dönüşüyor. Algoritmalar ile farkında olmadan tercihlerimizin ve seçimlerimizin yönetilmesi; Elon Musk’ın Neuralink girişimi ile iyice somutlaşmaya başlayan insan beynine çip entegrasyonu sonrası gündemde daha fazla yer almaya başlayan artırılmış insan konsepti ve tekillik, teknolojik gelişmeler olarak radikal gelişmeler olsa da, gerçekte büyük resim kapsamında ne kadar ele alınıyor? İnsanlar olarak bizler teknolojiyi kullanan bir canlı türüyken, farkında olmadan, insani özelliklerimizden uzaklaşıp teknolojiye mi dönüşüyoruz?
Ve asıl sormamız gereken şey teknolojiyi gerçekten insanlık yararına mı kullanıyoruz ?
YORUMLAR